Tatil karne ve aile
Sömestr tatilinin yaklaşması ile birlikte hem çocukları hem de aileleri karne heyecanı sardı. İyi notlar bekleyen öğrenciler, mutlulukla tatili beklerken; ilk dönemde başarısız olanlar, bu durumu ailelerine nasıl açıklayacaklarını düşünüp strese giriyor.
Çocuğunuzun karne stresi ile paniklemesine neden olmayın
Özellikle mükemmeliyetçi aileler çocukta aşırı beklentiye neden olabilmektedir. Çocuk bir süre sonra bütün derslerinden en yüksek notu almış olsa bile kendini yeterli görmeyebilir ve bir hata yaptığında kendini aşırı suçlar konumda olabilir. “Ne kadar iyi olursam olayım, zaten takdir edilmiyorum” diyen ve ders çalışmayı tamamen bırakabilen öğrenciler de olabilmektedir. Karnenin anlamı aileden aileye değişmektedir. Bazıları çocuğuna her koşulda ona destek olacağını belirtip, notların öneminden çok öğrenme sürecinin zevkini ve merak duygusunu aşılar. Çocuk, merak duygusu ile öğrenmenin keyfini tattıktan sonra zaten ailelerin kendisine “Ders çalış” demesine gerek kalmamaktadır.
Karnesi iyi olan çocuğa bu sonucu beklediğinizi söylemeyin
İyi karne kavramı, her aileye göre değişir. Önemli olan çocuğun kapasitesine uygun bir beklentide olabilmek ve çocuğa taşıyabileceğinden fazla yük vermemektir. En güzel ödül, her zaman için sözel olandır. Çocuğa kendini değerli hissettiren cümleler kurmak önemlidir. Ancak bunu fazla abartmak çocukta, böyle bir beklentide olduğunuz, başka bir durumu zaten kabul edemeyeceğiniz hissini uyandırabilir. Bazen ‘Sana güveniyorduk zaten” demek bile ne kadar beklentiye sahip olduğunuzu gösteren bir cümle olmaktadır. Bu tarz duyguları çocuğa geçirmemek gerekmektedir. Çocuğu okuldaki performansından dolayı tebrik etmek, ona ne düşündüğünü sormak önemlidir.
Kötü karne getiren çocuğa kırıcı sözler söylemeyin
Kötü karne getiren çocuğa “Ne hissediyorsun?” diyebilmek, sonrasında okul performansının düşük olmasının nedenlerine suçlamadan ve sorgu hissi vermeden bakabilmek, gerekirse kendi hatalarınızı da kabul edebilmek önemlidir. Çocuğa bu durumu düzeltmek için “Sana nasıl yardımcı olabiliriz?” denilmelidir. Sorun, aile içi çatışmalı ilişkilerden kaynaklanıyorsa, yakın zamanda taşınma, boşanma gerçekleşmişse, çocuğun; performans kaygısı, konsantrasyon ve öğrenme güçlüğü, davranış problemi ya da tembellik gibi görünen hiperaktivite gibi başka sorunları varsa bir uzmana danışmak gerekmektedir. Burada amaç, sorunun kaynağına bakılıp, neler yapılacağına dair çözüm bulmaktır. Olumsuz cümleler kurulmamalı, çocuğun benlik saygısını düşürecek, zarar verici sözler veya davranışlardan kaçınılmalıdır. Son dönemde karne korkusu ile evden kaçan hatta intihar eden çocuklara rastlanmaktadır. Burada karne neredeyse hayatın anlamı olarak algılanmakta ve kötü olduğu takdirde yaşamaya bile istek duymama, ciddi anlamda kendini suçlama ve ceza korkusu görülmektedir. Çocuklara öğrenme sürecinin yaşamın sadece bir yönü olduğu sıkça belirtilmelidir.
Söz verdiyseniz hediye alın
En güzel hediye sözel olandır. Ancak söz verilen somut bir hediye varsa tutarlı olmak ve yerine getirmek gerekmektedir. Ailelerin “Ders çalışmak eşittir hediye” şeklinde bir koşullanma yerine; öğrenmenin bizzat kendisinin ödül olduğuna dair inancı çocuklara geçirebilmesi önemlidir.
Yarıyıl tatilini daha verimli geçirmek için çocuğunuzun isteklerini göz ardı etmeyin
Tatil, yoğun okul döneminden sonra daha çok keyif alınan aktivitelere zaman ayırmaktır. Okul öncesi çocuklar eğlenceli aktivitelere katılabilirler. Özellikle 9-12 yaşlarında çocuklar kendi cinsleriyle vakit geçirmeye yönelirler, buna dönük planlar yapılabilir. Tatil döneminde kitap okuma alışkanlığı bırakılmamalıdır. Bu alışkanlığı edinmemiş çocuklara en güzel öğretme yöntemi; ebeveynin de kitap okumaya zaman ayırdığını görmesidir. Üniversite sınavına hazırlanan gençler tatil döneminde de çalışmaya devam etmelidirler çünkü arada uzun süre boşluk bırakmak hem motivasyonu düşürecek hem de tekrar olmadığı için unutma daha fazla olacaktır. Tatilde amaç, her ailenin koşulları ve imkanları dahilinde çocuğuyla keyifli vakit geçirmektir. Bazen ebeveynler kendi istedikleri planı çocuğun isteklerini göz ardı ederek yapmak isterler. Çocuk mutlu olmayınca da “Biz sana bir sürü imkan sunuyoruz, çoğu çocuk bunlara sahip değil, sen hala mutlu olmuyorsun” diyerek çocukta suçluluk duygusu yaratarak onu iki kez mutsuz etmektedirler. Çocuğun istediği seçeneklere değer vermek, ona en güzel imkanı sunmaktır. Bunun için, kaliteli bir iletişime sahip olmak karşılıklı ihtiyaçların farkında olmak ve bunu eyleme dökebilmek için çaba göstermek değerlidir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.