Yine yılbaşı geliyor, bizim televizyon kanalları her zaman olduğu gibi yine başlayacaklar yeni yıla ilk giren ülkeleri dakika dakika; seçim haberleri gibi vermeye... İşte tam o sırada bizim bu trajikomik halimize sinirlenip ayağa kalkıyor kollarımı iki yana açıp önlerine dikilip tüm ülkeyi tutmak istiyorum, şu yayınları yapanlara inat siz yeni yıla girmeyin diye bağırarak...

Ulan sanki uzaylılarla evrende ölüm kalım harbine giriyoruz da olayı millîleştiriyorlar: alt tarafı yeni yıl işte ne var bu kadar büyütecek. Bide söylerler işte falanca girdi biz hala bekliyoruz! Biz hala bizim saatimizle 12 diyoruz...

Evet! Peki ya kimin saatiyle girecektin?

Neyse çok meraklıysan git falan yerde sende herkesten önce gir diyesim geliyor ya!

Ya da arkadaşlar; siz kutuplara mı Dünyanın en doğu ucuna mı gidersiniz orasını bilmem amma gidin işte o ilk giren yere: yıla ilk giren Türk, siz olun.

Hele birde uçuk tipler vardır: yırtık donla gireni mi dersin, yeşil pardösü giyeni mi? Kapıda nar ezeni mi; sarımsak çiğneyeni mi? Abi niye böyle yapıyorsun diye sorsam; başlayacak bana tarlanın bereketinden girecek, sarımsağın dişinden çıkacak iyisi mi hiç bulaşmamak!

Ulan bunca yıldır girip duruyoruz da hangisi bize hoş geldin dedi? diye soran yok... Neyse orasını ellemeyelim! Yoksa yarın yeni yılı da Ahime verirler, Maazallah…

Uzun lafın kısası sanırım biz toplum olarak her şeyi mübalağa ediyoruz!

Yeni yılınızın, şimdiye kadar yaşadığınız tüm yıllardan: daha güzel daha mutlu daha heyecanlı daha sağlıklı ve daha huzurlu geçmesini dilerim. Mutlu yıllar. !denizbatu!