Darbe girişimi (kalkışma mı demek lazım) sonrasında tek kelime yazmadığım için içinden "acaba" diye geçirenler için bir iki kelam etmeden süreci tamamlamayalım.

80 darbesini (ve sonrasını) yaşamış birisi olarak altını çizerek söylüyorum ki en kötü hükümet, en iyi darbeden iyidir. Darbenin de darbe girişiminin de her zaman karşısındayım.

Darbe  ile ilgili bir çok soru işareti olsa da bunları yazmanın bir anlamı yok, herkes kendi doğrusuna inanıyor. Teoriler, karşı teoriler havada uçuşuyor. Ama çok şükür ki whatsapp grubu kurarak darbe yapmaya çalışan bu askerler ile bir savaşa falan girmemişiz. Her birinin nasıl o rütbelere geldiği ile ilgili artık hiçbir kuşkum kalmadı.

Dedim ya hangi açıdan baktığına bağlı olarak olumlu ya da olumsuz birçok şey söyleyebilirsin. Bu polemiklere girmek yerine kendimce aldığım bir kaç notu paylaşmak isterim;

Halka rağmen darbe yapamazsın. (80 darbesinde neredeyse bayram ilan etmişti halk.) Bu girişimde halk demokrasiye sahip çıkmıştır ve bu ülkede darbeler döneminin kapandığını göstermiştir. 

Fetö'nün ne kadar tehlikeli bir yapılanma olduğu net olarak görüldü. Bunu görebilmek için illa başımıza kötü bir şey mi gelmesi gerekiyordu?Bu yapı ile ilgili 8-10 sene önce yazdıklarım, söylediklerim için küfür yediğimi hatırlatırım. O gün ne söylüyorsam bugün de aynı şeyi söylüyorum. Devlet herkese eşit yaklaşmalıdır, devlet içindeki her türlü yapılanma tehlikelidir.

Bu olaydan çıkarmamız gereken en önemli sonuç bu belki de; sana güzel gelen, şirin gelen, senin işine gelen şey gerçekte çok tehlikeli olabilir. Seni ve geleceğini tehdit edebilir.

Halkın demokrasiye sahip çıkması ne kadar doğru ise git gide artan linç kültürü de o kadar tehlikeli. 10 sene önce Fetö için söylediğim şeyi bugün bu linç kültürü için söylüyorum; bir gün kontrol edilemez olacak, dikkat! Bugün eli silahlı, bıçaklı, tekbir getirerek yürüyen o kalabalıklar yarın başka tehlikeleri de beraberinde getirecek. (linç edilmeye çalışan o masum çocukların görüntüleri yıllar geçse de unutulmayacak, maalesef)

Darbeye karşı kazanılmış zafer için yapılan kutlamaları biraz tebessümle izledim. Her zaman olduğu gibi fotoğrafı tam olarak görmeden, ne olduğunu tam olarak anlayamadan kutladık. Her zaman her konuda olduğu gibi. Demokrasiye sahip çıktığımız içinse bu kutlamalar o halde bugün de yapacak çok şey var. Çünkü neredeyse 100. yılına yaklaşan cumhuriyetimizin hala yüzlerce eksiği var. Keşke bu bir milat olsa ve bir ucundan başlasak düzeltmeye.  Ama yine de sokaklar güzeldir, el ele, kol kola kutlamak güzeldir. Sokakların, meydanların değeri anlaşıldıysa problem yok. Allah bize daha birçok konuda, hep birlikte kutlamalar yapmayı nasip etsin.

Son söz, kutlamalar yapan, sosyal medyadan nutuklar atan bazı arkadaşlara;

Dün darbeyi yapanlara bir bakın. Hiçbiri o koltuğu göremeyecek askerler ama Ergenekon, Balyoz sürecinde tasfiye edilen TSK'nın güzeide askerlerinin, komutanlarının yerine Fetö tarafından o noktaya getirilmiş askerler. Yani aslında bir sistem dahilinde o koltuklara oturtulmuş isimler.

Şimdi sen o gün ne yazdıklarına bir bak, hangi tarafta olduğunu gör ve "yapmayın bu adamlar devleti ele geçiriyor" dediğimizde bize içinden de olsa ettiğin küfürleri bir düşün. 2006'da başlayan dezenformasyonun sonucudur 15 Temmuz. Sen o gün de demokrasiye bugün olduğu gibi sahip çıksaydın, yalanla, sahte evraklarla yapılan haksızlıklara karşı dursaydın emin ol hayatımızda 15 Temmuz travması olmayacaktı. Ve üzgünüm bu darbe girişiminde senin de payın var.  

2006'da bu büyük fotoğrafı göremeden kutlama yapanlar, TSK bağırsaklarını temizliyor diyenler 2016'yı görebilmiş miydi?

Sanmam?

Bugünden 2026'yı görebilen var mı peki?

Büyük fotoğraf görebilmek için artık birkaç adım değil sanıyorum uzaya kadar geri çekilmemiz gerekiyor.   

Turgut Yüksekdağ / Twitter: @turgutyuksekdag