Ayıp!
Dünya'nın herhangi bir ülkesinden birine Türkiye, Türkler hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorduğunuzda eğer çok kibar birisi değilse vereceği cevap dudaklarda bir tebessüm ile birlikte gelir. Bizler bunu "Türk'ün gücünü dünyaya göstermek" olarak kabul etsek de insanların anlam veremediği bir "açlık" aslında içinde yaşadığımız.
Yurt dışına gittiğinizde mutlaka sizden önce oraya gitmiş olan birilerinin rezilliğini dinlersiniz. Uçaktan iner inmez başlayan çıldırmışlığı hayretler içinde anlatırlar.
"Göster oğlum" ile başlayan bir sürecin ardından her iki cinse de farklı söylemler ile anlatılır cinsellik. Erkek olan taraf hoyratlığın zirvesindeyken dişi olan taraf da kendini korumak durumundadır. Bir anlamda kaçanlar, kovalayanlar savaşı.
Bir de ortak kurallar var; yasak, anlatılmaz, söylenmez, gösterilmez, aman ha!
Bitmek tükenmek bilmeyen bir açlık içindeyiz.
Kaldırın kafanızı hayata bir bakın. Yönetenlerin söylemlerine bakın, öğretmenlerinizin, ailenizin, arkadaşlarınızın söylemlerine? Üstü açık ya da kapalı, aslında tüm konu bunun üzerine kurgulanıyor. Aslında başka bir şey konuşmuyoruz. Herkesin tüm derdi bu.
Din bile sadece ve sadece cinsellik üzerine kurgulanıyor. Ne kadar açarsan o kadar dinsizsin, ne kadar kapatırsan o kadar dindarsın değil mi kriter? Senelerce bunu konuşmadık mı?
Mini etek giyen neden giyiyor ki? Giyiyorsa tecavüzü bile hak ediyordur diye bakılıyor artık. Dekolte demek hafiflik demek, dinsizlik demek. Hayatın da, dinin de başka kuralı yok sanki.
Açız, doymak bilmeyen bir açlık bu üstelik.
Bugün eşler bile kendi aralarında cinselliği konuşamıyorlar. Ayıp çünkü. Öyle öğretilmiş, öyle anlatılmış.
Düşün, karnın aç.
Ama söyleyemiyorsun, yasak, ayıp, günah. Karnını doyurman gerek ama hiçbir şey söyleyemiyorsun. Sonuç?
Allah'ın insanlara en büyük lütuflarından birini hayatın en büyük kavgası haline çevirmiş durumdayız.
Hiç unutmuyorum yıllar önce (98-99) tatilde kaldığım küçük otele 16 kişilik bir kız grubu geldi. İskoç, İrlandalı ve İngiliz. Hemen ardından 1 gün sonra da yine aynı ülkelerden 14 kişilik bir erkek grup geldi. ve Kızıldeniz gibi bu iki grup birbirine dokunmadan bitirdi tatillerini. İnanılacak gibi değil ama tatil için gelmişlerdi ve tatillerini yaptılar gittiler.
Aynı durumu bizin için düşündüm. Bitmez o tatil!
Açlık sarmış her yanımızı.
Konuşmuyoruz, anlatmıyoruz, çözmüyoruz.
Sonra her taraftan tecavüz haberlere geliyor.
Kadınlara tecavüz ediliyor.
Hayvanlara tecavüz ediliyor.
Çocuklara tecavüz ediliyor.
İnsanlar birbirlerini öldürüyor.
Ama herkes masum, herkes kendi halinde, herkes mazbut.
Hiç bu konuda bir öz eleştiri, hiç bu konuda bir yeni söz duydunuz mu? Varsa yoksa tecavüzcüler idam edilsin! Hangileri?
Bu ülkede her gün kaç kişi tecavüze uğruyor, kaç kişi ortaya çıkıp söyleyebiliyor? Bunun söylemek de ayıp!
Açlık sarmış her yanımızı. Ayıplara boğulmuşuz.
Herkesin dilinde küfür, herkes bir yerlere birşeyler koyuyor. Durduramıyoruz kendimizi, dışa vuruyor. Sorsan da cevap hazır; bana yakışıyor!
45 çocuğa tecavüz edildi bu ülkede. (Bu haberler verilirken erkek çocuk diye veriliyor. Çocuk bu çocuk, ne fark eder, kız olmuş, erkek olmuş) Ne oldu? Neyi konuştuk? Yer yerinden oynaması gerekiyor ama oynamıyor. Mahvolası mahlukat asılsa ne olur, kesilse ne olur?
Bugün değişen ne oldu? Çocuk yurtları, islah evleri, hapishaneler, okullar hatta üniversiteler. Neler oluyor? Çocuklar, gençler, kadınlar hangi şartlarda yaşamaya çalışıyorlar? En küçük bir değişiklik var mı?
Özgecan'dan sonra değişen ne olmuştu ki? Hiç. Kocaman bir hiç.
Konuşmak ayıp değil mi bu konuları? O yüzden mi konuşmuyoruz. Kendi açlığımız içinde boğulup gidiyoruz.
Konuşmak ayıp ama "çocuk istismarı için meclis araştırma komisyonu kurulmasın" demek ayıp değil! Ayıp değil, günah!
Herkes masum, mazbut, kendi halinde olsa da siz yine de kuytularda dolaşmayın. Başınıza birşey gelirse de kimseye söylemeyin.
Ayıp!
Söylenmez...
Turgut Yüksekdağ / Twitter: @turgutyuksekdag
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.