Bir Olalım...
Ağaçların kesilmesine...
Yeşilin yok edilmesine...
Parkın kaldırılmasına karşıyım...
x
Ama...
Halkı kışkırtıp...
İstiklal Caddesindeki reklam panolarına ve esnafın malına zarar verilmesine...
Belediye otobüsünün devrilip yakılmasına...
Araçların camlarının kırılıp enkaz haline getirilmesine...
Taş atmadıkları gerekçesiyle masum vatandaşların dövülmesine...
Demokratik eylem demek mümkün değil...
x
Polislerin orantısız güç kullanmaları yanlış ama bu polislerin değil, yönetimin zaafıdır...
x
Bu köşenin yazarı yasal ve demokratik her eyleme taraftır...
Ama...
89 polis aracını...
42 özel aracı...
18 belediye otobüsünü...
4 otobüsü...
94 iş yerinin yakılıp yıkılmasını...
Güya yeşili korumak amacıyla halkın sahip çıktığı ağaçların yerinden sökülmesini...
Cumhuriyet Anıtı’na yaşa dışı örgütlerin flamalarının asılması gibi milli servete zarar veren maskeli bölücülerin yaptıklarına da taraf olması mümkün değil...
x
Hiçbir vicdan sahibi vatandaş da bu zorbalığı kabul etmez...
Şayet bütün bunlar ağaç sevgisi içinse, araya karışan yüzü maskeli kişiler ağaçları söküp kaçıyor...
x
Ya insan sevgisi?..
Taş atmayan masum vatandaşları dövmek mi insan sevgisi?..
x
Yapmayın beyler...
Gaza gelmeyin...
Eylem; kırıp, dökmek, halka zarar vermek değildir...
Bunda masum vatandaşların günahı yok...
Bunu yapanlar; ülkeyi sevmeyen, biz bölmek isteyen ve iç savaş için zemin hazırlayan bölücü provokatörlerdir...
x
Buna meydan vermeyin…
Kendi içimizdeki bütünlüğü korumak için Siyasilerin bir araya gelmeleri gerekir...
AKP...
CHP...
MHP...
BDP...
Artık birbirinizi suçlamaktan vazgeçin...
Bunlar çözülmeyecek sorunlar değil...
Siz halkın temsilcilerisiniz...
Masum halkın arasına katılan kışkırtıcılar ülkeye zarar veriyor...
Bunu görün artık...
x
Bu filmi daha önce görmüştük..
Sıkıntısını hala çekiyoruz...
x
Kendi içinizde mütemadiyen kavgalı ve birbirimize karşı bu kadar önyargılı ve hoşgörüsüz olursanız, bu sıkıntıları devamlı yaşar ve yasa dışı güçlerin maskeli provokatörlerine meydanı boş bırakırsınız...
Dikkatli olun...
x
Gün:
Birlik...
Beraberlik...
Sorunları bir arada çözme günüdür...
Kavga günü değil...
KÖPRÜ…
Üçüncü boğaz köprüsüne verilen ‘’ Yavuz Sultan Selim ‘’ ismi, Alevi vatandaşlarımızı rencide ettiği için değiştirilmelidir...
x
Zaman geçirilmeden bu isimin yerine ya ‘’ mimar Sinan ‘’ ya ‘’ Mevlana ‘’ ya da köprünün üzerinden geçtiği köy olan ‘’
Garipçe ‘’ ismi verilmelidir...
Garipçe ‘’ ismi verilmelidir...
x
Başbakanımız her konuşmasında, ‘’ hükümetler halkın efendisi değil, hizmetkarı dır ‘’ demişti...
x
O zaman...
Bu kez hükümetin değil...
Efendinin dediği olsun...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.